29 Mart 2008 Cumartesi

İlaçlar toplatılmadı, reçetesiz satışı kalktı

ANKARA - Pediatri Birliği Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, “Bu tür ilaçlar ülkemizde yasal olarak reçeteyle satılmak zorunda olup kullanımları kontrol altındadır” dedi.
İngiltere’de kısıtlama getirilen öksürük ilaçları ve parasetamol içeren ilaçlarla ilgili açıklama yapan Prof. Dr. Murat Tuncer, İngiltere’de ölümle sonuçlanan yan etkileri nedeniyle getirilen bu kısıtlamanın Türkiye’de halka yanlış aksettirildiğini söyledi.

Bu yanlış anlaşılmanın düzeltilmemesi halinde ciddi sonuçlar ortaya çıkabileceğini ifade eden Tuncer, şunları söyledi:
“Çocukluk çağında ateş; koltuk altından 38 dereceye kadar, çocuğun üstünün açılması, hafif giydirilmesi, alın ve koltuk altlarının ılıtılması ve yakın takip gibi yaklaşımlarla izlenilebilir. Ancak 38 ve üzerinde ateş bazı ilaçlarla kontrol edilmezse havaleyle sonlanabilecek tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Ayrıca ateşin altında yatan asıl hastalığın da mutlaka bilinmesi gerekir.”

Öksürüğün de ateş gibi aslında vücudun enfeksiyonlara sağlıklı bir cevabı ve solunum yollarındaki zararlı ifrazatın atılmasını sağlayan bir korunma yolu olduğunu vurgulayan Tuncer, gerek ateş, gerekse öksürüğün, çocukluk çağında kontrol altında olduğunda vücudun yararına, kontrolsüz bırakıldığında ise ciddi sıkıntılar doğurabilen durumlar olduğunu kaydetti.

Bu iki bulgunun incelenmesinin önemine işaret eden Tuncer, “Bu ilaçlar aslında toplatılmamış, daha önce reçetesiz satıldıkları için bilinçsizce kullanımları sonucu ortaya çıkan yan etkiler nedeniyle reçeteyle satılmaları zorunlu hale getirilmiştir. Kaldı ki bu tür ilaçlar ülkemizde yasal olarak reçeteyle satılmak zorunda olup kullanımları kontrol altındadır” şeklinde konuştu.

BUNLARA DİKKAT
Tuncer, bebek ve çocuklarda ilaç kullanımıyla ilgili şu uyarılarda bulundu:
* Hiçbir ilaç, doktor tavsiyesiz kullanılmamalıdır.
* Hemen her ilacın hafif veya ciddi yan etkileri bulunur. Bu nedenle her ilaç yerinde, dozunda, uygun ve mutlaka doktor önerisine göre kullanılmalıdır.
* Eczacıların doktor reçetesi olmadan özellikle çocuklar için olan hiçbir ilacı ailelere vermemesi gerekir. Her hastalıkta mutlaka bir ilaç kullanılması gerekmeyebilir.
* Parasetamol içeren ateş düşürücüler yan etkilerine karşın, ateş düşürücüler arasında en az yan etkiye sahip gruptur. Diğer gruplardaki ateş düşürücülerin özelikle ibuprofen, naproksen, metamizol grubunun kontrolsüz kullanımlarında, kemik iliğinden kan yapımının baskılanmasıyla ortaya çıkabilecek aplastik anemi riski çok daha ciddi olup yaşamı tehdit edebilecek boyuttadır.
* Öksürük kesicilerin kullanılması 2 yaşın altında ciddi riskler taşıdığından, 2 yaş altında ciddi öksürüğün (bebeğin beslenmesini, uykusunu bozan, morarmasına ve dakikada 40-45 den fazla nefes almasına yol açan, dudaklarında morluğa neden olan, ateşle birlikte olan, arka arkaya nöbet tarzında gelen, kriz olarak ortaya çıkan, hafif de olsa bir haftadan fazla süren, kalp hızının artmasına ve çarpıntıya neden olan, göğsünde nefes alıp verirken kaburga aralarında ve boyun altında çekilmelere neden olan, bir yaşından küçük bebeklerde burun kanatları ile solunum yapmasına yol açan öksürük ciddidir) mutlaka doktor tarafından değerlendirilerek tedavi edilmesi gerekir.
* Her öksürüğün kesilmesi gerekmez. Bazen hastalığın seyrinde öksürük iyileşme için yararlıdır. Hastalıkların ilaçlara verecekleri cevap belli bir zaman gerektirir. İlaçlar mucizevi hızda iyilik yaratmayabilirler. Hastalıkların birçoğu izledikleri doğal seyirde ilaçlardan fazlaca etkilenmez. Bu nedenle ailelerin doktor önerilerine uyması ve sabırlı davranması gerekir.
* Ailelerin güvenilir kaynaklardan bilgi edinmeleri, yanlış anlaşılmaları önleyecektir.
* Sağlık haberleri yapılırken mutlaka ciddi bir kaynaktan görüş alınmalı ve toplumun yanlış bilgilendirilmesinin önüne geçilmelidir.
* Aileler, Sağlık Bakanlığından ruhsatlandırılmamış maddeleri ilaç olarak kullanmamalıdır.
* Özellikle çocuk hastalıklarında zamanında müdahale büyük önem taşıdığından, ailelerin en küçük şikayette konuyu ciddiye almaları, aile hekimlerine, sağlık ocaklarına veya doktorlarına danışmaları gerekir. Gecikmeler hem tedaviyi zorlaştırır, yan etkileri artırır, daha komplike ve ağır yaklaşımlar gerektirir, hem de hastalık daha uzun sürebilir.
* Çok daha önemlisi riskli mevsimlerde çocuklar kapalı ve kalabalık yerlerde bulundurulmamalı, hasta kişilerle temas ettirilmemeli, doğru beslenme gibi hastalıklardan korunma yolları bilinmelidir.
* Her zaman hastalıklardan korunma, tedaviden çok daha etkin, güvenilir ve kolaydır.

22 Mart 2008 Cumartesi

Yanlış beslenme ve sigara iki kanser nedeni

ANKARA - Ulusal Kanser Haftası’nın başlaması dolayısıyla düzenlenen toplantıda konuşan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın, hem koruyucu hekimliğe hem de tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine dayandığını anlattı.
Geçen 5 yıl içinde program çerçevesinde birtakım yenilikler gerçekleştirildiğini belirten Recep Akdağ, bu sürede vatandaş memnuniyetinin de arttığını söyledi. Sağlık göstergelerinde de önemli gelişmeler kaydedildiğini ifade eden Akdağ, artık kızamıklı çocuklardan ve tifodan söz edilmediğine, aşılama oranlarının yüzde 96’ya ulaştığına işaret etti.

Çocuklara demir ve D vitamini desteği sağlandığını, anne ve bebek ölümlerinde iyi bir noktaya gelindiğini kaydeden Akdağ, artık Türkiye’de de batı ülkelerindeki kalp ve kanser gibi sağlık problemlerinin mercek altına alınmaya başladığını söyledi.

Türkiye’de kansere karşı yürütülen programın başarı ile uygulanmaya devam edildiğini vurgulayan Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bütün bu çabaları yerine getirirken önümüzde bir handikap olduğunu biliyoruz. Bu handikap yetişmiş insan gücü noktasındaki eksikliktir. Hekim başta olmak üzere hemşire ve kanserle ilgili insan kaynaklarında eksiklik var. Bu konuda da artık mesafe aldığımızı görmek, gelecek adına mutluluk verici. İlk defa bu yıl YÖK Başkanımız ve YÖK ile yaptığımız görüşmeler sonucunda hem tıp fakülteleri hem de hemşirelik okullarına alınacak öğrenci sayısı açısından bir artış imkanı yakaladık. Bu artış, bulunduğumuz yıl itibarıyla bin ila 2 bin arasında olacak. Şu anda üniversitelerimiz ve YÖK ile bu çalışmaları yürütüyoruz. Önümüzdeki yıllarda da bu artışın devam etmesi gerektiği konusunda hemfikiriz.”

Sağlık Bakanlığına bağlı doktorların yüzde 68’inin muayenehanelerini kapattığını kaydeden Akdağ, “artık bu meseleye de bir nokta koymak istediklerini” ifade etti.

Akdağ, “Tüm maksadımız, vatandaşımızın boynunu bükmeyeceğiz. Cebinden para ödemek zorunda kalmayacağı bir sağlık sistemini ülkede hakim kılmaktır” diye konuştu.

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası çerçevesinde de gerekli tedbirleri alacaklarını bildiren Akdağ, özellikle kanser gibi hastalıklarda ve yoğun bakım ve organ nakli gerektiren rahatsızlıklarda vatandaşın özel sektörden hizmet alırken fark ödememesi için Sosyal Güvenlik Kurumu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile çalışmaları sürdürdüklerini belirtti.

Aile hekimliği ile ilgili çalışmalara da değinen Akdağ, yıl sonuna kadar 35 milyon kişiye bu hizmetin götürüleceğini bildirdi. Akdağ, aile hekimliğinin kanserle mücadelede büyük önem taşıdığını söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sağlık konusuna ve özellikle sigara ile mücadeleye verdiği desteğinden dolayı teşekkür eden Akdağ, “Gerçekten kanserle mücadele etmek istiyorsak, öncelikle sigara ile mücadele etmemiz lazım. 19 Mayıs tarihi Türkiye’de bir milat olacak. Yaptığımız kanunun birçok alan itibarıyla yürürlüğe girme tarihi 19 Mayıs olacak. Birçok vatandaşımızın desteğini bekliyoruz” şeklinde konuştu.

“HEDEF, KANSERİ KONTROL ETMEK”
Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Daire Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, en önemli kanserlerin sigara ile ilgili olduğunu belirterek, son dört yıl içinde yaptıkları birçok düzenleme ile kanseri kontrol etmeye çalıştıklarını belirtti. Kanser kayıtlarının tutulması ve diğer programlarda büyük mesafe alındığını ifade eden Tuncer, “Hedef, ülkede kanseri kontrol etmek” dedi.

Kanserin önlenmesinde tarama ve kayıtların önemli olduğunu anlatan Tuncer, bütün bu çalışmaları organize etmek üzere Ulusal Kanser Enstitüsünün kurulacağını belirtti. Ülke genelinde Kanser Erken Teşhis ve Tarama merkezlerinin çalışma yürüttüğünü ifade eden Tuncer, “Diyarbakır’dan Trabzon’a, Erzurum’dan Edirne’ye kadar hemen hemen her ilde merkez açtık. Bu taramalar yaşam kazandırıyor” dedi.

Kanserle mücadelede 2023’e kadar iki senaryo öngörüldüğünü anlatan Tuncer, sigara kullanımının azaltılmaması ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarının topluma kazandırılmaması halinde kötü senaryonun, aksi takdirde iyi senaryonun gerçekleşeceğini belirtti.

Tuncer, iyi senaryonun gerçekleşmesi için toplumda yüzde 25 oranında sigaradan vazgeçilmesi gerektiğini bildirdi.

Uluslararası Kanser Araştırma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Peter Boyle de Tütün Kontrol Tarama ve Eğitim Programları’nın önemine işaret ederek, ülkelerde tütün kullanım oranlarının azaltılması, obeziteden kaçınılması, sebze-meyve ağırlıklı beslenme, alkol kullanımının düşürülmesi ve güneşten korunma gibi tedbirlerin kanserle mücadelede büyük önem taşıdığını anlattı.

Tütünün her türlüsünün tehlikeli olduğunu vurgulayan Boyle, tütün kullanımının bu düzeyde devam etmesi halinde 21. yüzyılda dünyada 1 milyar kişinin hayatını kaybetmesinin beklendiğini kaydetti.

Boyle, kanserle mücadelede uluslararası iş birliğinin önemini de vurguladı.

18 Mart 2008 Salı

Diyabet tedavisi için yeni umut

LONDRA - Avrupa ve ABD’den bilimadamları araştırmalarında yaklaşık yedi bin kişiden alınan örnekleri karşılaştırdı.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, halihazırda dünyada yaklaşık 180 milyon diyabet hastası var. Bu rakamın 2030’a kadar ikiye katlanması bekleniyor.

Bu araştırmada tip 2 diyabete yakalanma riskini artıran altı genetik farklılık tespit edildi.

Tip 2, genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkan, en yaygın diyabet türü olarak biliniyor.

Yeni bulgularla diyabetle bağlantılı genetik farklılıkların sayısı 16’ya yükseldi.

Araştırmacılara göre, bu bulgular, diyabetin oluşum sürecindeki değişimle ilgili önemli ipuçları sunuyor.

Genlerin pankreasta insülin salgılayan hücrelerin sayısını etkilediği düşünülüyor. İnsülin vücüdun şeker emilimini dengeliyor. Kanda şeker seviyesinin artması göz, böbrek ve sinirlere zarar verdiği gibi kalp krizi ve felce de neden oluyor.

DİYABETLE PROSTAT KANSERİ BAĞLANTILI
Araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından biri de diyabetle prostat kanseri arasında bağlantı olduğunun ortaya çıkması. Bu sonuçların, diyabetin tedavisinde yeni yöntemlerin bulunmasına yardımcı olabileceği belirtiliyor.

15 Mart 2008 Cumartesi

Türk doktorundan ABD’de büyük başarı

NEW YORK - Washington eyaletinin Spokane şehrinde, Kuzeybatı Kanser Tedavisi kliniğinde görev yapan Kaya’nın birlikte çalışacağı diğer doktorlar, ülkenin Stanford, Harvard gibi önde gelen üniversitelerinden seçildi.
Kaya, ülkedeki önemli ve saygın doktorlarla aynı eğitim ve danışmanlık projesine seçilmenin gurur verici olduğunu söyledi.

Nadir görülen bir kanser türü olan myeloma kanseri konusunda uzman olan Kaya’nın, kök hücre nakli alanında da önemli başarıları bulunuyor.

CBCE, ülke genelindeki doktorları, “myeloma”nın en son ve en etkili tedavi yöntemleri konusunda eğiten saygın bir kurum...

12 Mart 2008 Çarşamba

Hormon değişikliği gençleri ‘gece kuşu’ yapıyor

PARİS - Birçok gencin ergenlik döneminde “biyolojik saatinde” farklılıklar oluştuğunu belirten Avustralyalı araştırmacılar, gençlerin çoğunun, doğal ritmin gerektirdiğinden 2,5 saate kadar erken uyanmak zorunda kaldığını, sonuç olarak lisede bazı zorluklarla karşılaştıklarını vurguladılar.
Araştırmacılar, okula gittikleri ve tatil yaptıkları dönemlerde 310 liseliyi inceledi. Tatilde gece 9 saatten fazla uyuyan bu gençlerin, liseye giderken 8 saatten az uyumak zorunda kaldıkları görüldü.

Daha önceki araştırmalar gençler için ideal gece uykusunun 9 saat olması gerektiğini göstermişti.

Gençlerin enerji eksikliği, öfkeli, üzüntülü olma, olumsuz davranışlarda bulunma gibi sıkıntılarının asıl nedeninin, vücudun biyolojik saatini koruyup ritmini ayarlayan, vücudun uykuya ihtiyacı olduğunu bildiren, beyinde sadece 23:00-05:00 saatlerinde salgılanan melatonin hormonu olduğu, ergenlik döneminde bu hormonun daha geç saatlerde salgılandığı belirtildi.

Swineburne Teknoloji Üniversitesi’nden Suzanne Warner, her bireyin erken kalkma ya da geç yatma gibi kalıtımsal yatkınlığı olduğunu, ancak ergenlik dönemindeki hormon değişikliği nedeniyle gençlerin daha geç yatmaya, mümkün olduğu takdirdeyse geç kalkmaya başladığını söyledi.

Çevresel etkenlerin de uyku konusunda sorun yaratabileceğini belirten Warner, yapay ışığın, salgılanan melatoninin seviyesinde azalmaya neden olduğu, bilgisayarlarınsa gençlerin “uyuma ihtiyacını dinlemesini” engellediğini ifade etti.

Warner, ebeveynlereyse gençlerin uyku sorununun üstesinden biraz olsun gelebilmeleri için yatma zamanından bir saat önce ışığı kısma, bilgisayar ve televizyonu kapatma tavsiyesinde bulundu

4 Şubat 2008 Pazartesi

göz temizliği

Göz temizliğinde yanlış inanışlar :
Göz temizliğinde halk arasında sık yapılan bazı yanlış uygulamalar mevcuttur.

Göze çayla kompres, tükürmek, kaçan bir şeyi dil ile almak ve benzeri yanlış uygulamalar; gözde mikrobik hastalıkların oluşmasına davetiye çıkarmaktadır.

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kuddusi Erkılıç yaptığı açıklamada, sağlıkla ilgili her alanda olduğu gibi göz konusunda da halk arasında birçok yanlış inanış bulunduğunu söyledi. Göz temizliği konusunda halk arasında yapılan birçok uygulamanın, tıpta yeri olmadığını kaydeden Erkılıç, ilaç sektöründeki gelişmelerle artık bu tür uygulamalara gerek kalmadığını bildirdi.

Erkılıç, göz temizliği konusundaki bazı yanlış inanışları şöyle sıraladı:

>>>

Ilık çay ve sütle kompresin gözü temizlediğine inanılıyor. Bunlarla sadece sıcaklıklarından dolayı masaj etkisi olduğu için kısmen rahatlama sağlanabilir, ancak hiçbir faydası yok. Aksine hijyenik ortamlarda yapılmadığında mikropların göze rahatlıkla yerleşmesine neden olur.

Gözde kızarma ve sulanma durumlarında bazı insanlar, başkasının göze tükürmesinin faydalı olacağına inanıyor.

Göze bir şey kaçtığında da dil ile o şeyi alması da yanlış bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor. Bu durumlarda da başkalarının taşıdığı mikrobik hastalıkların kolayca yayılması sağlanıyor. Yani bu tür uygulamaların tıpta yeri olmadığı gibi fayda yerine birçok zararı da beraberinde getirmektedir.”

Doç. Dr. Kuddusi Erkılıç, hijyenik ortamlarda yapılmayan makyaj ve göze sürülen sürmenin de aynı şekilde mikrobik hastalıklara davetiye çıkaracağını sözlerine ekledi

El problemleri

Yaşınız ve işiniz ne olursa olsun elleriniz sürekli olarak çalışmaktadır.Elleriniz çok önemli olduğu için herhangi bir sorunla karşılaşıdığında ortopedik cerrahınıza başvururak konu ile ilgili bilgi ve tedavi seçeneklerini öğrenebilirsiniz. Ortopedi uzmanın kas iskelet sistemi cerrahisi ve medikal tedavisi seçenekleri üzerine eğitim almış bir uzman olduğunu unutmayınız.

Karpal tünel sendromu: Bu hastalığın bulguları;elde uyuşma ve elektriklenme(özellikle gece artış gösteren),elin çevirerek birşeyi açması halinde yada kaldırma hareketleri esnasında his bozukluğu oluşması,bazen omuza kadar uzanan ağrı olarak özetlenebilir.

Bu şikayetler median sinirin elbileğinden ele geçiş yaptığı bölgede mevcut olan tünel içerisinde sıkışması sonrasında oluşur.Elin parmaklarına hareket veren tendonların bir bölümü bu tünel içerisinde seyreder.

Hafif vakalar el bileğine istirahat vermek amacını güden çeşitli bileklik veya ateller ile tedavi edilebilir.Tünel içerisine kortizon uygulamaları da yapılabilir.Kortizon uygulaması tünel içerisindeki ödemi azaltacaktır,takibinde el bilekliği kullanımı uygun olur.Bu tedaviye yanıt alınamayan veya geç evrede tanı konmuş olan vakalarda cerrahi tedavi uygundur.Bu işlem hastanın hastaneye yatış yapmasını gerektirmeyen lokal anestezi ile yapılabilecek bir işlemdir.

El bileği tendinitisleri: Dequervain’in daraltıcı tenosnovitisi başparmağın hareketini sağlayan tendon kılıflarının el bileğinden parmağa geçiş yaptıkları bölgede meydana gelen irritasyon ve şişkinlik ile ortaya çıkan bir tablodur.Sıkma veya ayıklama işlemleri sonrasında meydana gelen ağrı tipik bulgusudur.Şikayetlerin olduğu bölgede bazen ele gelen bir kitle tespit edilebilir.Başparmağın avuç içine yönlendirilip elin küçük parmaklardan tarafa doğru döndürülmesi ile oluşan ağrı tipik bulgusudur.(Finkelstein testi)

Bu tablo ramotoid artrit gibi inflamatuar hastalıklarda,gebelik ve elin aşırı kullanımı gibi durumlarda oluşabilir.
Erken tanı konduğunda elin istirahatini takiben germe egzersizleri yapılması,ya da steroid enjeksiyonları yapılması ile tedavi edilebilir.Bu tedavilere yanıt alınamadığı zaman cerrahi tedavi uygundur.Cerrahi sonrası elin hareketlerini düzenleyecek bir fizik tedavi programı uygundur.

Elde artritis: Elde artritis en sık başparmağın tabanında gelişir.Başparmağın kullanımı ile artan ağrı tipik bir özelliğidir.Erken dönemde istirahat,anti enflamatuar ilaç tedavisi,ekleme steroid uygulamaları,atel kullanımı gibi tedaviler denenebilir.

İleri evrelerde ağrıyı azaltmak ve fonksiyonu geri getirebilmek için cerrahi tedavi uygulanması gerekir.

Heberden nodülleri el parmaklarının son eklemlerinde oluşan ve osteoartritisin klasik bir bulgusu olan deformasyonlardır.Burada eklem yüzeylerinin bozulmasına bağlı olarak kemikte gelişen çeşitli çıkıntılar kendisini bu görüntü ile ortaya koyar.Bu nodüller ağrısız oldukları ve fonksiyonları etkilemediği için tedavi edilmesine gerek yoktur.Bu grup hastada hastaların el hareketlerini sürdürmesi en önemli amaçtır.

Duputyren kontraktürü: El ayasında yer alan fasia adı verilen bir katmanın kalınlaşması ile ailesel geçiş gösteren bir hastalığıdır.Bu hastalıkta elin parmaklarının hareketini sağlayan Tendonlar, kalınlaşma nedeniyle hareketlerini kaybedebilir.Burada hastalığın ailesel olduğu,sigara kullanımı,damar hastalıkları ile ilişkisi,epilepsi ve diabet ile bağlıntılı olduğu bilinmektedir.

Tedavide zaman zaman steroid enjeksiyonları ağrılı olan nodüller için kullanılsa da ana tedavi cerrahidir.Cerrahi elin hareketlerinde kısıtlanmanın oluştuğu an yapılır,el ayasındaki yapışıklıkların çıkarılmasını içerir.

 
Toplistbayrak sohbetSohbet evden eve nakliyat Maynet evden eve nakliyat evden eve nakliyat evden eve nakliyat evden eve nakliyatsohbetçet sohbet kanallari muhabbetsohbetcinsel sohbet online chatvideo izlefilm izledizi izleoyunalevisohbet